Arızalılar Kulübü

Towelhead bir diğer adıyla Nothing is Private, Six Feet Under'dan ve True Blood'dan tanıdığım – sevdiğim, hatta American Beauty ile gönlümde taht kuran Alan Ball'un elinden çıkma, senaryo ve yönetmen koltuğunda kendisi var.  Alan Ball bu filmi, "Towelhead" isimli kitaptan yola çıkarak senaryolaştırmış.

Başrol oyuncumuz olan esas kız Jasira'nın babasını oynayan aktör Peter Macdissi'yi Six Feet Under sevenler hemen hatırlayacaklardır, Claire'in Güzel Sanatlar'daki öğretmeniydi bu Lübnan'lı aktör. Filmde de Lübnan asıllı bir Amerika'lıyı canlandırmakta son derece usta.

Film, 13 yaşındaki Jasira'nın ergenliğe girerken yaşadıkları ve çevresinde olan biten olayları anlatıyor. Banliyöde yaşayan bir grup insanın hayatına da ışık tutuyor.

Jasira'nın cinsellikle çok kötü bir tecrübe ile tanışması, masumiyetin gitgide yitip gitmesi, babanın kızına karşı olan sert tutumu, komşuları orduda yedek asker olarak görev yapan Mr.Vuoso'nun pedofilik olayları, Jasira'nın babasının otoritesinden korkup başına gelen olayları anlatamaması, diğer komşularının Jasira'yı koruma çalışmaları derken olaylar sonunda patlıyor.

Oldukça rahatsız edici bir film aslında, ırkçılık, milliyetçilik gibi konular da yer yer işleniyor. American Beauty tadı veriyor. Bıçak gibi kesiyor.

Başlıca Oyuncular:

Summer Bishil … Jasira Maroun Chris Messina … Barry Maria Bello … Gail Monahan Peter Macdissi … Rifat Maroun (as Peter MacDissi) Gemmenne de la Peña … Denise Robert Baker … Mr. Joffrey Eamonn Roche … School Photographer Aaron Eckhart … Travis Vuoso Carrie Preston … Evelyn Vuoso Chase Ellison … Zack Vuoso

Sayısız ödüllerin sahibi olan Kutluğ Ataman'dan 1998 yılına ait müthiş çarpıcı bir film. Yazan ve yöneten de yine kendisi. İkinci uzun metrajlı filmi aynı zamanda.

Film Almanya'da geçiyor. "Lola" ve "Bilidikid" adında birbirlerine aşık iki erkeğin başlarından geçen olaylar dizisini anlatmakta. Lola karakteri üzerine yoğunlaşıyor film.

Lola'nın Murat adında bir kardeşi ve "maço" diye tabir edeceğimiz bir abisi var. Abisinin tacizleri yüzünden evden kaçıyor ve travesti olarak yaşıyor. Bilidikid adındaki sevgilisi normal bir hayat sürmek istiyor. Bu nedenle Lola ile evlenebilmek için ameliyatla kadın olmasını istiyor.

Bir yandan da erkek kardeşi Murat aslında bir eşcinsel ve maço abisi olan Osman, kadınlarla birlikte olması için her yolu deniyor. En sonunda Murat evden kaçıyor ve bir şekilde yüzünü görmediği Lola'yı buluyor. Olaylar gelişiyor.

Oldukça yalın bir dille anlatılan filmde hem tutucu bir Türk ailesinin Berlin'deki yaşamı hem de eşcinsellerin dünyası büyük ustalıkla sunuluyor.

Filmdeki oyunculardan bazıları şöyle sıralanıyor:

Gandi Mukli … Lola Baki Davrak … Murat Erdal Yildiz … Bilidikid Inge Keller … Ute Michael Gerber … Friedrich Murat Yilmaz … Iskender Hasan Ali Mete … Osman Hakan Tandogan … Fatma Souad Cihangir Gümüstürkmen … Lale Lokum Celal Perk … Sehrazat Mesut Ozdemir … Kalipso Ulrich Simontowitz … Man in Tiergarten Willi Herren … Rudy Mario Irrek … Hendryk Jan Andres … Walter

I'm Not There, 2007 yapımı Bob Dylan'ın hayatını konu alan 135 dakikalık biyografik film.

Bob Dylan filmde 6 oyuncu tarafından canlandırıldı. Marcus Carl Franklin, Ben Whishaw, Heath Ledger, Christian Bale, Richard Gere ve Cate Blanchett. Oyunculuklar harika ve elbette diğer oyuncular da sağlam. David Cross, Charlotte Gainsbourg, Julianne Moore, Michelle Williams, ve Richie Havens bunlardan bazıları.

Cate Blanchett bu filmdeki rolüyle "Venedik Film Festivali" nde en iyi aktris ödülünü aldı.

Yönetmen: Todd Haynes Senaryo: Todd Haynes Oyuncular: Christian Bale Cate Blanchett Charlotte Gainsbourg Richard Gere Heath Ledger Julianne Moore

Fringe

Fringe, Lost'un yapımcılarından J. J. Abrams ile Alex Kurtzman ve Roberto Orci'nin yarattığı bir dizidir. Dizi, aynen X-Files gibi temelde gizemli olayları çözen bir ekibin maceralarını anlatmaktadır. Ekip dediğime de bakmayın! Ekibimiz, FBI'ın "Ülke Güvenliği" adı verilen bir koludur.

Dizi 2008 yılından beri Amerika'nın Fox kanalında yayınlanmakta olup, şu anda üçüncü sezonla yayın hayatına devam etmektedir.

Dizi, ilk sezonda daha çok her bölümde çözülen gizemli olayları ele alsa da, özellikle ikinci sezondan sonra paralel evren olayına sardırmıştır. 

Esas kızımız Olivia Dunham, çılgın bir doktor ve bilim adamı olan Walter Bishop ve doktorun paralel evrenden gelen oğlu Peter, maceradan maceraya koşmaktadır.

Dizideki diğer karakterlerin hepsi de iyi seçilmişler. Örneğin, Phillip Broyles, birimin yöneticisi, son derece soğukkanlı, ekibini her daim koruyan kollayan mükemmel bir yönetici. Astrid Farnsworth ise Walter ve Olivia'nın asistanı olup, Walter'ın sağ koludur.

Doktor Bishop vakt-i zamanında bir grup çocuğa deneyler yapılmış (Cortexiphan) ve bu çocuklar da diğer evrenden gelen varlıkları daha parlak görebilme yeteneği kazanmışlardır. Bu çocuklardan biri de Olivia Dunham'dır. Peter ise diğer evrenden gelen Peter'dır. Çünkü bizim dünyamızdaki Peter ölmüş ve çılgın bilim adamı olan babası Walter paralel evrene geçerek oradaki Peter'i bizim dünyamıza getirmiştir. Dizide çok fazla olay var. Örneğin, Massive Dynamic ya da William Bell. Hayır! Daha fazla spoiler vermek istemiyorum. Eğer bilim kurgu seviyorsanız, gizemli olayları merak ediyorsanız, kaliteli bir yapım izlemek istiyorsanız Fringe'i tavsiye ederim.

Homeland: Sigur Rós Evde: Sigur Rós Dean DeBlois İzlanda 2006

film hakkında Geçtiğimiz yıl, İzlanda yazının sihirli saatlerinde, Sigur Rós grubu ülkesinin farklı köşelerini dolaşarak bir dizi konser verdi. Müzik kariyerlerinin en büyük ve en küçük konserlerini kapsayan bu turun tamamı filme çekildi ve bugün bizlere dünyanın en utangaç ve belki de en az anlaşılan gruplarından bir tanesini kendi doğal ortamlarında izleme şansını veriyor. Dünyada büyük ses getiren ‘Takk…’ albümleri için çıktıkları bir yıllık dünya turundan sonra gelen İzlanda turu, ücretsizdi ve birçok yerde önceden duyurulmadan yapıldı. Terk edilmiş balık fabrikalarında, küçük sanat mekanlarında, ücra yerlerdeki salonlarda, ağaçlık alanlarda ve karanlık mağaralarda verdikleri bu konserlerle Sigur Rós, İzlanda’nın farklı insanlarına ulaştı; gençler, yaşlılar, hayranları ve onlara şaşkınlıkla bakanlar kulaktan kulağa yayılan haberlerle konserlere geldiler. Sigur Rós’un müziğinin geldikleri yerle olan ilişkisi aşikar; ‘Evde’ ya da ‘anavatan’ anlamına gelen Heima, bir Sigur Rós albümü kadar özgür ve büyülü bir film.

yönetmen hakkında Dean DeBlois kariyerine 1998’de, Ottawa’daki bir televizyon animasyonu stüdyosunda başladı. Uzun metraj animasyonlara olan merakı onu Dublin’e, Don Bluth stüdyolarına taşıdı. Yıllar sonra Kaliforniya’ya taşınıp Disney animasyon stüdyolarında çalışmaya başladı. Burada senaryo bölümüne katılıp Mulan (1998) ve Lilo ve Stitch (2002) projelerinde çalıştı. Ardından canlı çekim filmlere yönlenen DeBlois, Disney/Buena Vista ve Universal Studios için çalıştı. Müziğe ve müzik kliplerine olan sevgisi Sigur Rós’la tanışmasına ve Evde’nin gerçekleşmesine vesile oldu.

ödüller 2007 Oslo Film Festivali Reykjavik Film Festivali Chicago Film Festivali

künye bilgileri Orijinal Adı Heima: Sigur Rós Orijinal Adı Dean DeBlois Senaryo John Best, Dean O’Connor Görüntü Yönetmeni Alan Calzatti Kurgu Nick Fenton Oyuncular Jon Thor Birgisson, Orri Pall Dyrason, Georg Holm, Kjartan Sveinsson Yapımcı John Best, Dean O’Connor Prodüksiyon Şirketi Klikk Films, EMI Records Dağıtımcı Shooting People Films 8 Hoxton Street, London N1 6NG www.shootingpeople.org Email: penny@shootingpeoplefilms.com

Not: Yukarıdaki metin if İstanbul'un sitesinden alınmıştır.

Fatih Akın'ın eğlenceli filmlerinden biri daha! Film boyunca öyle keyifleniyorsunuz ki hiç bitmesin istiyorsunuz.

Türkçe ismi "Aşka Ruhunu Kat" olan Soul Kitchen 2009 yapımı Almanca çekilen bir film. Yönetmen Fatih Akın, senaristi yine Fatih Akın ve Yunan asıllı Adam Bousdoukos (aynı zamanda başrol oyuncumuz).

Oyuncular arasında Fatih Akın'ın olmazsa olmaz oyuncularından Birol Ünel, dünyalar tatlısı Moritz Bleibtreu, Adam Bousdoukos ve Anna Bederke var.

Film, restoran sahibi Zinos'un hikâyesini anlatıyor. Sevgilisi Nadine, iş değişikliği nedeniyle Uzak Doğu'ya taşınır. Zinos, restoranında eşya taşırken belini incitir ve hiç hareket edemez duruma gelir. Birol Ünel de başka bir restoranda aşçıdır. Zinos ve Birol Ünel restoranda karşılaşırlar. Birol Ünel işi bırakır ve Zinos'un iş teklifini kabul ederek restoranda aşçı olur. Restoran gün geçtikçe popülerleşmeye başlar. Buna rağmen, Zinos kız arkadaşının yanına gitmek ister. Fakat restoranını da çok sevmekte ve yemeklerini ruh katarak pişirmektedir. Erkek kardeşi Illias'a restoranını emanet eder. Kız arkadaşı, aileden birinin cenazesi için Almanya'ya döndüğünde yanında yeni erkek arkadaşını getirince Zinos dükkanını geri almak ister ve bunun için de her şeyi yapar.

Film, müthiş bir akıcılığa sahip. Çok keyifli, komik ve eğlenceli. İzlemenizi öneriyorum.

How I Met Your Mother

6.sezona devam eden How I Met Your Mother, ilk olarak 2005 yılında pilot bölümle yayın hayatına "merhaba" dedi. En başarılı komedi dizilerinden biri. Dizinin yaratıcısı Carter Bays. Oyunculuklar yere göğe sığmayacak cinsten. Dizideki her bir karakteri tanıdık, sevdik, benimsedik, bağrımıza bastık adeta.

Ana karakterimiz Ted Mosby (Josh Radnor). Ted Mosby ve en sevdiği dostları; dünyanın en romantik erkeklerden biri Marshall Eriksen (Jason Segel), Kanada'lı olduğunu her yerde gururla haykıran haber spikerimiz Robin Scherbatsky (Cobie Smulders), dünyalar komiği, hatunlar konusunda her daim istekli (gerçek hayatında gay) Barney Stinson (Neil Patrick Harris) ve Marshall'ın şeker mi şeker eşi Lily Aldrin (Alyson Hannigan)'in yaşadığı olaylar dizinin konusunu oluşturuyor.   Bir de Ted Mosby'nin 2030 yılındaki halini seslendiren Bob Saget var. Ted Mosby'nin eşiyle nasıl ve nerede tanıştığını iki çocuğuna anlatmasıyla bölüm başlar. Dizi, geçmişe döner ve bu beş kafadarın New York maceralarıyla bölüm biter.

Yukarıda da belirtmiş olduğum gibi, dizi Amerika'da 6.sezonuna devam ediyor. Her bölüm son derece eğlenceli, komik; kimi zaman da hüzünlü. Çünkü aslında dizi, hayatı anlatıyor. Bu beş karakterin birbirleriyle tanışmalarını, yakınlaşmalarını, ilişkilerini, ailelerini, kadın-erkek ilişkilerini, her şeyini tanıyorsunuz ve çok seviyorsunuz.

Cnbc-e ve E2 kanallarının da yayınladığı bu süper keyifli diziye mutlaka bir şans verin. Ayaklarınızı uzatıp, yirmi dakika boyunca gülüp eğlenmenin keyfini çıkarın.

May Psikopat kızımız "May" rolünde Angela Bettis var. Esas oğlan ise Six Feet Under'ın Billy Chenowith'i Jeremy Sisto.

May, özellikle sonlara doğru sizi dehşete sürükleyen bir film.

Lucky Mckee hem yönetmiş hem de filmin senaryosunu yazmış.

May, kötü bir çocukluk getirmiş, hiç arkadaşı olmayan, tek arkadaşları oyuncak bebekleri olan bir kız. Dikiş dikmeyi çok seviyor ve hayvan hastanesinde çalışıyor. Yalnız bir kız, tek başına yaşıyor ve korkulacak fantezilere sahip. Filmin finalinde ortaya çıkan şey(!) ise sizi fena halde tırstırtacak cinsten.

Korku filmlerinden hoşlanıyorsanız, kan görmeye de dayanıyorsanız neden olmasın?

Chuck

Amerikan yapımı bir muhteşem dizi daha! Esas oğlanımız Chuck Bartowski'nin maceralarını izlediğimiz dizinin yaratıcıları Josh Schwartz ve Chris Fedak.

Chuck karakterini canlandıran Zachary Levi 1.91 boyunca filinta gibi İrlanda kökenli bir aktördür. Charles Bartowski adı Charles Bukowski'ye bir gönderme olarak özellikle seçilmiştir.

Chuck, hayatını Buy More dükkanlar zincirinde çalışarak ve ajanlık yaparak sağlamaktadır. Aslında oldukça zeki olan karakterimiz Chuck, Stanford Üniversitesi'de okurken kopya çektiği gerekçesiyle okuldan atılmıştır. Ama aslında böyle bir olay yoktur ve kopya işine bulaşmamıştır. Üniversiteden atılmasına neden olan arkadaşı Bruce Larkin'den gelen bir e-mail ile Chuck'un hayatı değişir. E-mail'in içerisinde bir bilgisayar programı vardır ve Chuck bu postayı açtığında bilgiler O'na geçmiş, kafası bilgisayar görevi üstlenmiştir artık, intersect olmuştur. Sonrasında olaylar birbirini kovalar, sezonlar boyunca Chuck ve ekibi kötülerle savaşır. Buna karşılık Chuck'un intersect olduğunu bilen kötü adamlar da Chuck'u yakalamaya çalışır.

Chuck'un dünyalar güzeli doktor bir ablası (Ellie) ve doktor bir kocası vardır (Devon Woodcomb). Ellie, Chuck'un ajan olduğunu öğrendiğinde çok üzülür ve kendisinden bu işi bırakmasını ister. Çünkü anne-babaları da bu işe bulaşmıştır. Chuck, Ellie'yi üzmemek için ajanlık yaptığını ablasından saklar. Dizideki diğer karakterler ise aşık olduğu, Chuck'a ajanlık konusunda her şeyi öğreten, koruyucusu  Sarah Walker, süper mizaca sahip ajan John Casey, en iyi arkadaşı Morgan Grimes'ı sayabiliriz.   Amerika'da 4. sezon devam etmektedir. Cnbc-e'nin de yayınladığı diziyi mutlaka izleyin, hem macera dolu, hem komik ve hem de çok eğlenceli.

Fatih Akın yine yapacağını yaptı ve nefis bir film çekti:

im Juli. / in july

2000 yapımı bu leziz filmde başrolde "Koş Lola Koş" ve "Deney" den hatırladığımız dünyalar tatlısı Moritz Bleibtreu var. Kendisi bir öğretmen rolünde, tesadüfen tanıştığı "Melek" adında bir Türk kızını aramak üzere yola çıkıyor. Ama tabii yanında Juli ile beraber:)

Film boyunca bir sürü ülke, yer ve insan görüyorsunuz, onların peşinde siz de oradan oraya sürükleniyorsunuz.

Film oldukça keyifli, eğlenceli, sizi hiç sıkmayan, çok güzel vakit geçirmenize vesile olan bir film.

Sezen Aksu ile başlayıp Brooklyn Funk Essentials ile devam eden film müzikleri de bir harika.

Ne zaman kendimi kötü hissetsem, depresyon beni ziyarete gelse hemen başlarım izlemeye. Benim için en güzel Fatih Akın filmi galiba. Bu adamın çizgisine bayılıyorum.