Hüngür hüngür ağlatan bir film izledim. Netflix’e bakınca komedi bile yazıyordu türü hakkında. Hiç böyle harika bir filmle karşılaşacağımı tahmin etmezdim. Gerçekten farklı bir deneyim oldu. Etkileyici, içten, dostluğu anlatan, incelikli bir filmdi.
Klişe görünen ama yine de kendini izlettiren bir gerilim, polisiye dizisi daha. İsmi Somewhere Between. 24 Temmuz’da ilk bölüm, 25 Temmuz’da 2. bölüm olarak ABC kanalında yayınlandı. Sonrasında da Netflix aldı. Tek sezon, 10 bölüm.
Yıl 1995…Star Tv’de pazar geceleri Parliament Sinema Kulübü var her hafta sonunu iple çekiyorum çünkü kaliteli filmler oynuyor… Yine böyle bir pazar akşamı saat 22:00 itibari ile film başladı,film seni sürüklüyor,içine çekiyor,bırakmıyor…Film bittiğinde ise ruhumda ve bedenimde bir yumruk hissettim ki Kevin Spacey bu durumu şöyle özetliyordu; ''İnsanların dikkatini çekmek…
Almancası “Reise der Hoffnung”; İngilizce adı “Journey of Hope”. Film, Türkiye'de yaşayan Maraşlı bir Alevi ailesinin yasadışı yollarla sadece kartpostallarda gördükleri İsviçre'ye mülteci olarak gitmeye çalışmasını konu alıyor. Baştan sona sürükleyici. Yolculuk, yurtdışına çıkış, hepsini güzel anlatmışlar. İzleyip de ağlamayan bir insan olamaz gibi geliyor. Tam bir insanlık dramı. İşin…
Gerçek olmayan kurgu bir hikayeyi gerçekmiş gibi hissettirdiği için filmin yönetmeni aynı zamanda da senaristi olan Kenneth Lonergan'a sonsuz teşekkürler. Ve sevgili başroldeki Casey Affleck oyunculuğuyla tavan yapmış durumda, resmen "Lee Chandler" olmuş. Müthiş bir oyunculuk sergilemiş ve bu yılın Oscar'ını da aldı götürdü Casey Affleck. Adam adeta rolü yaşamış.…
Dev Patel'i hep çok sevmişimdir. Slumdog Millionare'den önce Skins'de de iyiydi. Bu filmle daha da çok sevdim. Ama bu kez O'nun küçüklük halini oynayan Hintli oyuncu Sunny Pawar'ı ise daha çok sevdim. Neredeyse tüm filmi tek başına aldı götürdü. Beni en çok etkileyen, hikâyenin gerçek oluşuydu. Kendimi bildim bileli kurgulardan…
Keyifle izledik. Yüzümüzdeki tebessüme engel olamadık. Oscar'ı hak etti mi? Bu kadar çok değil bence! Önce konusuyla başlasak; "Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe…
Edebiyattan sinemaya uyarlanan filmler her ne kadar çekici gibi görünse de bazı filmler bunun hakkını veremiyor. Kitapla aynı olmasını bekleyemezsiniz ama en azından iyi iş çıkarmasını, kendinizden bir parça bulmak istersiniz. Film Ekimi’nde (11-17 Ekim) haftası olması sebebiyle ne kadar iyi filmler olsa da beklentinizi karşılamayacak filmler de öne çıktı.…
Birkaç aydır sinemaya gidememiştim. En son sanırım Noah’ı sinemada izlemiştim. Biraz kafa dağıtmak istedim, baktım Luc Besson’ın filmi “Lucy” vizyonda. Oyuncular da güzel, Morgan Freeman var, Scarlet Johansson var, Old Boy’dan tanıdığım Güney Kore’li oyuncu Min-sik Choi var. Nihayetinde tercihimi Lucy’den yana kullandım. Jeneriği izlemedim, sadece konusunu okudum; oyuncuları ve…
2013 yılı sinema adına verimli bir yıl oldu. Pek çok iyi iş çıkmasına rağmen Oscar alamayan filmler olduğu kadar iyi iş çıkarmamasına rağmen Oscar alan filmler de oldu. Sinema kuşağında ödülü pek önemsemeyen benim gibiler için bunlar gereksiz detaylar. Mevzuya dönecek olursak Paul Greengrass sizler için tanıdık bir isim olabilir…