UCUZ BIR YAŞAM, ÜÇÜNCÜ SINIF BIR İŞÇİ, TOPLUMSAL KURALLARDAN UZAK BIR ADAM Film, Charles Bukowski’nin Factotum adlı romanından uyarlanmıştır. 3. sınıf bir işçi, sokaklarda sürten, barlara takılan, ailesiyle arası bozuk olan, kumar ve içkiyi bırakamayan, hipodromlara gitmeyi seven aynı zamanda kavgacı bir adam ve onun yaşam öyküsünü anlatıyor. Gittiği işlerde…
"Odanın kapısı açıldı ve Jack Bledsoe yalpalayarak içeri girdi. Tanrım, genç Chinaski'ydi bu! Bendim! İçimde ince bir sızı duydum. Gençlik , orospu çocuğu, nerdesin? O genç ayyaş olmak istedim tekrar. Jack Bledsoe olmak istedim. Ama birasını yudumlayarak köşede dikilen moruktum ben." Hollywood, Charles Bukowski'nin sinema dünyasını, orada yaşananları, insan ilişkilerini…
Bir zamanların berduşu, uzun süre alkolik gezen,"Postane", "Factotum" ve "Kadınlar" gibi artık klasikleşmiş romanların yazarı Charles Bukowski, bilinmezliklerle dolu bir geçmişten gelip dünyaca ünlü bir yazar oldu. Sefil hayatlar sürenleri anlattığı yarı otobiyografik kitaplarının, kült bir ad haline gelmesinde ve hayatını konu alan Hollywood yapımı "Barfly" adlı filmin çekilmesinde önemli…
"Tren yuvarlanmayı sürdürdü ve dışarda Batı Almanya kasabalarını andıran şirin kasabalar gördük, masal kitaplarından çıkmış gibiydiler biraz, parke taşlı küçük sokaklar, yüksek çatılar, ama orada da ıstırap vardı, şehvet vardı, cinayet vardı, delilik vardı, ihanet, hiçlik, korku, can sıkıntısı, sahte tanrılar, tecavüz, sarhoşluk, uyuşturucu, köpekler, kediler, çocuklar, televizyon, gazeteler, tıkalı…
Külot Kaç yaşındaydım bilmiyorum, yedi belki Lila yan komşunun kızıydı O da altı yaşındaydı belki, bir gün bahçesinde duruyordu Ve bana baktı Eteğini kaldırıp külotunu gösterdi Hoşuma gitti külotunu görmek, gözlerimi dikip baktım, sonra eteğini indirip uzaklaştı ‘’Lila’’ diye seslendim, ‘’geri dön!’’ Dönmedi Ama ondan sonra her gün Beni gördüğünde…
"Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş…
Bana, "bana iki yıl boyunca yaşama gücü verdin, seninle tanışmak gerçekten inanılmaz" dedi "teşekkür ederim" dedim, "ama bana yaşama gücünü kim verecek?’’ Bu soruyu daha önce de sordum Ama henüz müşfik bir gülümsemeden Başka karşılık almadım Ama iyi bir soru Haftada birkaç kez İntihar etmeyi düşündüğümden haberleri yok Birkaç kitabımı…
"İzahı güç. Aşk kötü bir sözcük fakat sözün tam anlamıyla, âşıktık. Bir kadınla sevişmeden onu gerçekten tanımanın mümkün olmadığından hiç kuşkum yok. Ve ne kadar çok sevişirseniz birbirinizi o kadar iyi tanırsınız. Ve iş görmeye devam ediyorsa, bunun adı aşktır. İş görmez olduğunda da, başkalarından farkınız kalmamıştır. Seksin aşk olduğunu…
1991 yılı bir yandan Charles Bukowski'nin yazarlığında doruk noktasında olduğu, yaşam şartları açısından rahata erdiği yıl. Bir yandan da yaşlılıkla hesaplaştığı, ölümü düşünmeye başladığı günler… Son romanı "Pulp"u (Parantez yay.) yazıyor, son şiirlerini kitaplaştırıyor. Günleri masanın başında, bilgisayırının karşısında ve hipodromda at yarışlarını izleyerek geçiyor. İçkiyi azaltmış. Belki de hayatının…
19 Aralık Pazartesi gecesi yayınlanan 40. Güneşe Uzan'ı kaçıranlar aşağıdaki linkten indirip dinleyebilirler: https://rapidshare.com/files/4001096492/40-Gunese_Uzan_-_Bayan_Ariza.rar Pazartesi geceleri 20:00-22:00 saatleri arasında radyoyu dinlemek için link: http://93.187.206.8:12532/listen.pls Sevgiler, Bayan Arıza