Otuz iki yaşındaki erken emekli bir genç olan Elling annesinin ölümünden sonra kendine oldukça sağlam bir hayat kurar: Bu hayatın merkezinde Norveç'in kadın başbakanı Gro Harlem Brundtland bulunmaktadır; Ellin onun hakkında gazetelerde çıkan her türlü haber, yazı ve resmi biriktirir. Ara sıra istemsiz de olsa ortaya çıkan cinsel fanteziler aslında…
seçimini zekice yapmak yarilamaktir zafere giden yolu; diger yarisi kayitsizlikla fethedilir. bir yanda istedigin her seyi söyleyebilirsin, öte yanda mecbur degilsin. ben bir sekilde ikisini de yapmayi becerdim. bu yüzden benimle bir sorununuz varsa size aittir. (En İyi Adamlar Yalnızken Güçlüdür. Charles Bukowski, 160 sayfa) Kaynak: Parantez Yayınları
I Am Vertical By Sylvia Plath But I would rather be horizontal. I am not a tree with my root in the soil Sucking up minerals and motherly love So that each March I may gleam into leaf, Nor am I the beauty of a garden bed Attracting my share…
Bukowski hayatla ilgili, kendi hayatıyla, sokaktaki insanların hayatları ve yapmaya zorlandıkları şeylerle ilgili kitaplar ararken rastlamış John Fante'ye ve onda aradığı yazarı bulmuş, hayran olmuş. "Fante benim tanrımdı." demiş. John Fante, Gençliğin Şarabı'nda çocukluktan ilk gençliğe uzanan yılları, aile ilişkilerini, anne sevgisini, arkadaşlıkları ve ilk aşkları tüm içtenliğiyle anlatıyor. (Gençliğin…
''Yalnız Gezgin'de, Birleşik Devletler'de güneyden başlayıp doğu kıyısına, oradan batı kıyısı ve uzak kuzeybatıya kadar süren bir yolculuğun yanısıra, Atlantik ve Pasifik okyanuslarında yaptığım gemi yolculuklarından, Meksika, Fas, Paris ve Londra'da tanıdığım ilginç insanlardan ve gördüğüm yerlerden bahsettim. Demiryolu işçiliği, denizcilik, mistisizm, orman gözcülüğü, şehvet düşkünlüğü, keyif çatma, boğa güreşleri,…
Diğer arabalardaki insanlara baktı. Hayli mantıklı görünüyorlardı. Çok tuhaftı her şey. Bugüne kadar birlikte olduğu kadınların neredeyse hepsi ya akıl hastanesinde yatmışlardı ya da ailelerinde bir deli, hapishanede ağabeyleri, intihar etmiş bir kız kardeşleri falan vardı. Harry mıknatıs gibi çekerdi öylelerini. Okul bahçesinde bile, kaçık, garip ve uyumsuz tipler hep…
Yazmak, en nihayetinde, tek yol benim için ve beni bir kazığa bağlayıp yaksalar kendimi aziz addetmem. Sadece benim için tek yol olduğuna inanmış olarak ölürüm. Yapmak istediğini yapma meselesi. Benim hezimetim onların zaferi olacaktır. Hiçbir şeyi yadsımıyorum. Şu anda olabileceğimin bütünüyüm. Bu yazma muhabbetini bırakalım öyleyse. O hödükler için. Ben…
20 Temmuz 1966 Hoki sevgilim, Seni her gördüğümde biraz daha mutlu oluyorum ve biraz da üzülüyorum. Mutlu oluyorum, çünkü seni bir kez daha görüyorum; üzülüyorum, çünkü seni yalnızca kısa bir süre için görüyorum. Ne yapmalı bilmiyorum. Uğraşılarımız farklı yerlerde. Geceleyin birbirinin yanından geçen trenlere benziyoruz. Merhaba! Hoşçakal! Bir dahaki sefere!…
Evin girişine saptığımda babamı gördüm odunluğun yanında. Öfkeli görünmüyordu, ben kamyoneti yanaştırırken ifadesiz bir yüzle beni seyrediyordu. "Selam," dedim. Bir müddet daha baktı, sonra odunluğun kapısını açtı. Karıştırıcıyı geri geri odunluğa soktum, gözünü ayırmadan bakmaya devam etti. Motoru kapatıp yere sıçradığımda hâlâ bakıyordu. "Her şeyi açıklayacağım," dedim. Zinciri çözerken de…
Lydia Vance'i ilk kez nerede gördüğümden emin değilim. 6 yıl kadar önceydi, postanedeki memuriyetimden istifa etmiş, yazar olmaya çalışıyordum. Korkudan ödüm bokuma karışıyor, her zamankinden daha fazla içiyordum. İlk romanımı yazmaya çalışıyordum. Yazarken her gece bir şişe viski ve altılık bira paketleri tüketiyordum. Ucuz puro tüttürüyor, yazıyor, içiyor, ortalık aydınlanıncaya…