Pi

Bayan Arıza tarafından 6 - Ekim - 2010 tarihinde yazıldı.

EsKaTaLoGyA'dan "Pi"
 

Şu matematik olayına bir türlü kanım ısınmamıştır vesselam. Ama evren denen boşluğun gizeminde bence metamik en belirgin yapıtaşı.Evveliyatında evrenin ilk yaratılışı dikkat edilirse rakamlarla ilişkinlidir.Bütün kutsal kitaplarda sayılarla ilgili ilginç veriler bulunduğu hepimiz tarafından bilinmektedir.Gerçekten de sayılar hayatımızın bence farkedilmeyen ve görülmeyen sırlarıdır.

Bu açıklamalara hitap eden enteresan bir film Pİ.Akıllarınızı zorlayacak sinirlerinizi zorlayacak yer yer kendinizi rakamların içinde kaybedeceğiniz damardan bir film bu.Acayip kasıldım izlerken çünkü hipotezlerden hem ben hemde başrol oyuncusu olan Sean Gullette (Max) nin başı dönmüştür eminim.Film 1998 Yapımı.Yönetmeni Requim For A Dream ve Below adlı filmlere imzasını atan şu anda ise The Fountain adlı filmi çekmekte olan Darren Aronofsky.Pİ filmi onun ilk filmi.Filmin çok küçük bir bütçe olan 50.000 USD ye mal edildiğini belirtmeden geçemeyecem.Bu kadar küçük bir maliyetle insan beyninin sınırını zorlayan bir filme imza atmak gerçekten meşakatli bir o kadar da zor bir uğraş çeşidi bence.Ama ortaya o kadar enfes bir sanal gerçek karışımı sunulmuş ki içine girmemek neredeyse imkansız.Biraz dikkatli ve konsantre izlendiği taktirde bünyede sağlam zararlar vereceği apaçık.Filmin siyah beyaz olması ise tam bir kült filmi olmayı amaçladığını gözümüzün içine sokuyor.Dikkat edilirse sinema tarihinin kült filmleri hep siyaz beyaz çekilmiştir.Örnek vermek gerekirse Citizen Kane(Yurttaş Kane) The Man Who Wasn't There (Orada Olmayan Adam) Schinder's List (Schinder'in Listesi) sayılabilir.O yüzden siyah beyaz karışımı hem çok yalın hem de odaklanmak açısından idealdir.İzleyici değişik renkler etrafında verilecek mesajı alamayabilir,ancak ortada sadece iki renk varsa mizansen daha açık ve farkedilir olacaktır.Filmin Sundance Film Festivalinde en iyi film dalında ödüle layık görüldüğünü belirtmekte fayda var….
 
Filmin konusuna gelince Max bir matematik dehasıdır.Sorunlu bir kişiliği sahiptir ve ömrümün son on yılını tabiat olaylarını sayılarla açıklamaya çalışmaktadır.Bu kodu bulmuş ancak çözememiştir.Herşey tek bir sonuca götürmektedir.Bu sonuç ile insanlar belki de birbirlerini öldüreceklerdir.Max bu zincirin ilk halkasını kırmayı denemektedir.Olaylar Pİ sayısının ekseninde gelişmektedir anlayacağınız.
 
Baş ağrısı ile sorunu olan arkadaşlara filmi bir kaç tane baş ağrısı ilacı içerek izlemelerini tavsiye etmekten başka çarem yok çünkü kafa da o paranoyak sahnelerde kullanılan iç gıcıklayıcı müzik(drum'n base) acayip yoruyor bünyeyi.Filmin farklı bir boyutu ise borsayı anlamak için bu şifreyi bulanın dünya nimetlerini tamamen ele geçirecek olması,bunun peşinde kapitalizmi simgeleyen wall street adamları ve dünyayı kendilerinin kurtaracağına inanan ve dünyaya hakim olmak isteyen Yahudiler.Gerçek dünyadaki sonu gelmeyen bir güç savaşını anlatılmakta.Özellikle filmin sonu gayet karışık.Hangi sahne sanrı hangi sahne gerçek anlaşılmıyor.
 
Dikkatle izlenildiğinde filmin neresinden itibaren sanrı neresinden itibaren gerçek olduğu tam anlaşılmasada bir ipucu vereyim.Max filmin sonlarına doğru(kafayı sıyırdığı sıralarda) Sol'un evine gidiyor ve felç geçirip öldüğünü öğreniyor.Orda salona ilk girdiğinde Go tahtasının üstünde Sol'un rakamlar yazdığı kağıt yok.Sonraki sahnede o kağıt var.Yani o sahneden itibaren sanrı diyebiliriz.Ve sanrılar son sahneyle bitiyor.Jenna ile bankta oturdukları sahne gerçek tabiki…
 
Filmin ilginç bir yanıda sondaki (bazen aralardaki) kafasını sürekli delme olayı eski bir inanışa dayanması.Beyne ne kadar baskı yapılırsa beynin o kadar çok çalışacağı inanışı varmış.Dagobert'in (600 lü yıllarda Frank kralı) kafatasında da böyle oyuklara rastlanmış.Max'de beynini daha fazla çalıştırmak için beynini oymuş olabilir.Dahası bilgisayar hatasının bilgisayarın içinde oluşan böcekle ifade edilmesi ve bence en basit fakat zekice hazırlanmış ayrıntı.Klavyedeki enter tuşunun return olması da ilginç. Bilindiği üzere sayılar doğada zaten varolan şeylerdir.Biz matematik teoremlerini icat etmiyoruz ki.Sadece olanları bulmaya çalışıyoruz ve her doğru hareketimizde onlar bize anlamlı bir şekilde"GERİ"dönüyorlar.Vesselam arıza filmlerin arasına kendini kanıtlayarak giren bu filmi baskı ve şiddetle izlemenizi öneririm.
 
Max Der ki;
 
"Annem küçükken günese bakmamamı söylemisti, bi gün baktım ve.."