Filmekimi yaklaşıyor!

Bayan Arıza tarafından 26 - Ağustos - 2013 tarihinde yazıldı.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 12. kez düzenlenen Filmekimi bu yıl yine Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştiriliyor.

İstanbul’da 28 Eylül-6 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Filmekimi, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sinema keyfini Ekim ayı boyunca Türkiye’nin farklı kentlerine taşıyacak.
İKSV tarafından Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştirilecek Filmekimi, on ikinci yılında yine parlak yapımlar, usta yönetmenlerin dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilmiş, ödüller kazanmış son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 40’a yakın film izleyicilerin karşısına çıkacak. Zengin programıyla Filmekimi, 28 Eylül-6 Ekim tarihlerinde, İstanbul’da 9 gün boyunca izleyicilerle buluşacak.
İlk kez düzenlendiği 2002 yılından bu yana İstanbullu sinemaseverlerden büyük ilgi gören Filmekimi, geçen yıl 47 bin izleyiciyle buluşmuş, salonlardaki doluluk oranı %99’a ulaşmıştı. Filmekimi, sekiz yıl boyunca İstanbul’un eşsiz sinemalarından tarihi Emek Sineması’nda gerçekleştirilmişti.
Filmekimi bu yıl da Türkiye’nin dört bir köşesini geziyor
12. Filmekimi sinemanın en iyi ve en güncel örneklerini sadece İstanbul’a değil, Türkiye’nin farklı noktalarına da eriştirme hedefini bu yıl daha da geliştiriyor. Geçen yıl İstanbul sınırlarını aşarak altı şehirde daha sinemaseverlere ulaşan Filmekimi, bu yıl Bursa, İzmir, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon, Ankara ve Batman’da düzenlenecek.
İstanbul dışındaki kentlerde, 12. Filmekimi programındaki filmlerin yanı sıra nisan ayında yapılan 32. İstanbul Film Festivali‘nde Ulusal Yarışma Altın Lale En İyi Film Ödülü’nü kazanan Onur Ünlü’nün Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı filmi ile FACE İnsan Hakları Yarışması’nda Özel Mansiyon kazanan, Danis Tanovic’in yönettiği Epizoda U Zıvotu Beraca Zeljeza / Bir Hurdacının Hayatı gösterilecek. Filmekimi kapsamında bu yıl Avrupa Birliği MEDIA programının desteği ve Saraybosna, Sofya ve Transilvanya Film Festivalleri’nin işbirliğiyle İstanbul dışında yapılacak Filmekimi gösterimlerinin tarihleri şöyle:
•Apple-tab-span” style=”white-space:pre”> 28-30 Eylül Bursa
• 4-6 Ekim İzmir
• 11-13 Ekim Trabzon ve Ankara
• 25-27 Ekim Gaziantep ve Diyarbakır
• 28-30 Ekim Batman
Vodafone FreeZone’lulara bu yıl da Filmekimi’nde 1 bilete 1 bilet hediye
12. Filmekimi’nin sponsoru Vodafone FreeZone, geçen yıl büyük ilgi gören kampanyasını bu yıl da sürdürecek. Vodafone Freezone’lu sinemaseverler Filmekimi boyunca bir bilet aldıklarında bir bilet de hediye kazanacaklar. Kampanya bilet satışları www.biletix.com ile Atlas ve Beyoğlu sinemalarındaki gişelerden yapılacak. Ayrıntılı bilgi ve detaylar çok yakında vodafonefreezone.com sitesinde olacak.
Filmekimi biletleri ne zaman, nerede?
Filmekimi biletleri, İstanbul için 21 Eylül Cumartesi saat 10.30’dan itibaren: Biletix satış noktaları, Biletix web sitesi (www.biletix.com), Biletix çağrı merkezi (0216 556 98 00, 11.00’den itibaren) ve Atlas ve Beyoğlu sinemaları gişelerinden satışa sunulacak.
Filmekimi’nde hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00) sadece 5 TL. Haftaiçi 19.00 ve 21.30 seansları ile hafta sonu tüm seanslar tam 15, indirimli 10 TL.
Lale üyeleri bu yıl da biletlerini %25’e varan indirimlerle öncelikli olarak alabilecekler. Lale üyeleri için ön satış günleri; Siyah Lale üyeleri için 18 Eylül’de, Beyaz, Kırmızı ve Sarı Lale üyeleri için 19 ve 20 Eylül’de gerçekleşecek.
Filmekimi gösterim saatleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30.
Filmekimi’nin medya sponsorluğunu CNBC-e, Radyo Eksen ve Radikal üstleniyor.
Filmekimi’nin afişlerini ve tanıtım kampanyasını ise bu yıl da Alametifarika gerçekleştirdi.
Filmekimi programından seçmeler
• Gloria / Sebastián Lelio
Berlin Film Festivali’nde başrol oyuncusu Paulina Garcia’ya En İyi Kadın Oyuncu dalında Gümüş Ayı kazandıran Gloria,  toplumun dayattığı kural ve baskıları hiçe sayarak kendi hayatını yaşamayı seçen 58 yaşında bir kadının aşk ve mutluluk arayışını anlatıyor. Yapımcılığını Oscar‘a aday gösterilen No filminin yönetmeni Pablo Larrain’in yaptığı Gloria’nın yönetmeni Sebastian Lelio, Nisan ayındaki İstanbul Film Festival‘inde Altın Lale Uluslararası Yarışma’nın jürisinde yer almıştı.
• Le Passé / The Past / Asghar Farhadi
İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin geçen yıl Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına layık görülen Bir Ayrılık filminin başarısını takip eden The Past, Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde ilk gösterimini gerçekleştirdi ve Artist filminden hatırladığımız Berenice Bejo‘ya En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirdi. Yine bir aileyi mercek altına alan film, Fransız eşi Marie’den boşanma işlemlerini tamamlamak üzere, dört yıllık bir ayrılığın ardından Tahran‘dan Paris‘e gelen Ahmet’i ve Marie ile yeni sevgilisi Samir’i izliyor. Asghar Farhadi’nin ülkesi dışında çektiği ilk film olan The Past, duygusal gerilimi eksik olmayan, sürükleyici diyaloglarıyla hem ilginç hem de çetrefil bir aile dramı. Filmde Berenice Bejo’ya Un Prophet / Yeraltı Peygamberi filminin başrolünde yıldızı parlayan Tahar Rahim eşlik ediyor.
• Only Lovers Left Alive / Jim Jarmusch
Cannes’da ilk gösterimini yapan Only Lovers Left Alive hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından Dead Man / Ölü Adam’dan bu yana Jim Jarmusch’un çektiği en iyi film olarak harika övgüler aldı. Detroit ile Tanca şehirleri arasında ve sadece gece saatlerinde geçen filmini Jarmusch “gizli vampir bir aşk hikâyesi” olarak tanımlıyor. Jarmusch’tan beklendiği üzere fetişlerle dolu bu çağdaş romantik dram, yüzyıllardır birlikte olan Adem ve Havva adında bir vampir çifti izliyor. Filmin oyuncu kadrosu da en az öyküsü kadar ilgi çekici: Tilda Swinton, Tom Hiddleston, Mia Wasikowska, Anton Yelchin ve Jeffrey Wright’a John Hurt de eşlik ediyor. Jim Jarmusch’un bir önceki filmi The Limits of Control / Kontrolün Limitleri, 2009 İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti.
• The Dance of Reality / La Danza de la Realidad / Alejandro Jodorowsky
Bu film, 1970’lerde Fando ve Lis ile El Topo gibi metafizik tripleri pop art ve dini metaforlarla birleştirdiği filmleriyle yeraltı sanat dünyasının ve uluslararası karşı kültür hareketinin süperstarı olan Alejandro Jodorowsky’nin “derin geçmişi” üzerine bir zihin egzersizi. Jodorowsky’nin kendi sözleriyle “The Dance of Reality, benim otobiyografik romanımın bir uyarlaması, kendi sinemamın bir rönesansı.  Bana kalırsa bu film, zihinsel bir atom bombası gibi. Kendimi yeniden keşfetmek için çocukluğumun dibine iniyorum, büyüdüğüm yere geri dönüyorum.” 23 yıllık bir aradan sonra sinemaya geri dönen yönetmenin bu son filmi, Jodorowsky’nin Dune’u adlı, Dune’u David Lynch’ten önce çekemeyişini anlattığı belgeseliyle birlikte ilk kez Cannes’da gösterildi. Jodorowsky’nin 1929’da doğduğu kasaba olan Tocopilla’da çekilen filmde Jodorowsky’nin üç oğlu da rol alıyor.
• Jeune & Jolie / Young & Beutiful / François Ozon
En son İstanbul Film Festivali’nde ve ardından vizyonda izlediğimiz Evde ile formunu hiç kaybetmediğine tanık olduğumuz François Ozon, Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde prömiyerini gerçekleştiren Young & Beautiful ile Altın Palmiye için yarıştı. “4 mevsim ve 4 şarkı boyunca 17 yaşındaki bir kızın çağdaş portresi” olarak tanımladığı son filminde Ozon, Buñuel’in meşhur Gündüz Güzeli filmini çağrıştıran bir öyküyü ele alıyor ve cinsel uyanışını bir fahişe olarak yaşamayı tercih eden bir genç kızın bir yıllık değişim sürecini mercek altına alıyor.
• The Congress / Ari Folman
Cannes Film Festivali’nin Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünün açılış filmi olan The Congress, Stanislaw Lem’in kült bilimkurgu romanı Gelecekbilim Kongresi’nin serbest bir uyarlaması. Filmin yönetmeni ise Beşir’le Vals adlı muhteşem canlandırma filmiyle Oscar’a aday gösterilen Ari Folman. Hem gerçekçi hem fantezi bir canlandırma olan filmin başrolündeki Robin Wright, kendini oynuyor. Wright’a büyük bir yapım stüdyosu tarafından sinemasal benliğini satması telif edilir. Stüdyo, Wright’ı dijital olarak tarayacak, görüntüsünü herhangi bir kısıtlama olmadan her türlü Hollywood yapımında kullanma hakkına sahip olacaktır; böylece Wright hem çok para kazanacak hem de 20 yıl boyunca ekranlarda hep genç kalacaktır. The Congress, sözleşmesinin bitişinin ardından Robin Wright’ın geleceğin sinema dünyasına dönüşünü izliyor. Filmin oyuncu kadrosunda Robin Wright’a Harvey Keitel, Paul Giamatti ve Jon Hamm eşlik ediyor.
• Aint Them Bodies Saints / David Lowery
David Lowery’nin, ilk gösterimini Sundance’te, uluslararası gösterimini de Cannes’da Eleştirmenler Haftası’nda yapan duygusal Western‘i, aşk, trajik olaylar ve zorunluluklarla birbirine bağlanan bir çiftin huzur arayışını anlatıyor. 1970’lerde Teksas‘ta geçen, silahlar, tehditler ve ihanetle dolu bu şiirsel filmin kahramanları, işledikleri suçlar boylarını aşan, birbirlerine delicesine âşık genç çift Bob ve Ruth. Dağlarda kanun adamlarıyla girdikleri çatışmada yakalanan Ruth bir polisi vurmasına rağmen suçu Bob üstlenir. Dört yıl sonra Bob hapishaneden kaçar ve o hapisteyken doğan kızıyla Ruth’u aramaya koyulur. Filmin parlak oyuncu kadrosunda Ejderha Dövmeli Kız ve en son Side Effects filmlerinden tanıdığımız Rooney Mara ile Casey Affleck yer alıyor.
• Blue Is The Warmest Colour / La Vie d’Adèle (Chapitres 1&2) / Abdellatif Kechiche
Mavi renge bambaşka bir anlam yükleyen Abdellatif Kechiche’in son filmi, ilk kez gösterildiği Cannes Film Festivali’nde hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından büyük ilgi görerek festivalin büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazandı. Başkanlığını Steven Spielberg‘in yürüttüğü jüri, yönetmen Abdellatif Kechiche’le birlikte başrol oyuncuları Adele Exarchopoulos ile Lea Seydoux’yu da Altın Palmiye’ye layık gördü. Cinselliğe çekincesiz yaklaşımı ve gerçekçiliğiyle sansür ve sanat tartışmalarına yol açan Blue Is the Warmest Color, iki genç kızın yıllara yayılan birliktelikleri üzerinden yaşamı ve aşkı sorguluyor. Film, Julie Maroh’nun Le bleu est une couleur chaude adlı romanından sinemaya uyarlandı. Yönetmen Kechiche’in 2008’de Balıklı Bulgur, 2011‘de ise Siyah Venüs adlı filmleri İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti.
Kaynak: Milliyet