Evren Özer’den Film Kritiği: Doktor Jivago (1965)

Bayan Arıza tarafından 2 - Haziran - 2017 tarihinde yazıldı.

Devrim…

Cümle anlamı ‘’bir toplumun yaşamında önemli işlevi olan kurumların hızlı ve geniş kapsamlı bir biçimde kökten değiştirilmesi ya da yenileştirilmesi, yeniden biçimlendirilmesi ya da belli bir alanda birdenbire gerçekleşen kökten değişiklik’’ olsa da Bolşevik İhtilali Çarlık Rusya’sının sonu yeni bir dünya düzeni demekti ki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağılana kadar da bu yeni dünya şekli hüküm sürdü.İşte tam bu noktada Çarlık Rusya’sından sosyalist Rusya’ya geçiş dönemini bir aşk hikayesi üzerinden okuyan bir film bu…


Konu olarak özeti;


Bolşevik Devrimi döneminde yaşayan bir doktor ve de şair olan Yury Zhivago,devrim atmosferinde büyük bunalımlar yaşamaktadır.İdeallerini ve doğru bildiği şeyleri kaybeden Zhivago'nun evliliği de bir hayli sıkıntıdadır.Karısının kendisine duyduğu aşka karşılık veremeyen çaresiz adam devrim liderlerinden birinin karısına aşıktır.Bu aşk ve evliliği arasında sıkışıp kalan Zhivago sadakat ve tutkuları arasında kalmaktadır.


Bol Oscarlı uyarlama uzun filmleriyle ünlü David Lean'in,Boris Pasternak'ın Nobel ödüllü romanından uyarlayarak çektiği film devrim sonrasında küçük burjuva sınıfının burjuva ilişkilerinin bireylerde yarattığı buhranı,Doktor Zhivago’nun kadınlarla yaşadığı aşk ilişkileri ve bireyci romantizminin ortaya çıkardığı sanatının çerçevesinde ele alıyor…

David Lean'in filminde bol bol Sovyet eleştirisi görüyoruz.Devrimin yarattığı bürokrat sınıfın gücü devrimden önce var olan burjuvazinin gücünden daha az değildi.Yaratılan yeni sınıfın otokratik tavrı, o dönemin şartlarında pek çok haksızlığa yol açmış,yüz binlerce insanın yok yere idamına,sürgün edilmesine,işkencelere uğramasına yol açmıştır.Sosyalizm’in yarattığı yeni sorunlar da cabası idi.Fakirlik,yoksulluk,barınma,sağlık vs.problemler de filmde bolca eleştirilmiştir…

Boris Pasternak Sovyetler döneminin en büyük şairlerinden kabul edilir.Doctor Zhivago tek romanıdır,şairliğiyle üst üste 5 yıl Nobel'e aday olsa da kazanamamış,ancak ilk ve tek romanı olan Doctor Zhivago ile apar topar Nobel'e layık görülmüştür.Bunda en büyük pay "sosyalist" Albert Camus’dur.Pasternak Nobel'i,siyasi gerekçelerle verildiğini düşünerek reddetmiştir…

Karakterlerdeki mesajlar da çok dikkat çekici ayrıca ki sanki hepsinin bir yaratılış amacı var gibi,mesela ;

Yuri Zhivago : Zengince bir aileden gelen,başka bir zengin ailenin yanında yetişen bir doktor,(küçük burjuva) entelektüel ilgileri olan,Kolya dayısı sayesinde insanın ruhani tarafına da eğilmeyi alışkanlık edinmiş bir adam…

Amacı : Olaylar üzerine ruhani ve entelektüel yorumlar yapacak karakter!

Tonya : Yuri Zhivago’nun zengin bir aileden gelen karısı…

Amacı : Devrimin zenginlere çektirdiklerini anlatmak!

Paşa (Strelnikov) : Lara’nın kocası,bir işçi ailesinden gelen sonrasında devrimci birliklerin başına geçen bir kişi…

Amacı : Devrime inanan,onun için mücadele eden,sonra da yok edilmeden kendini öldüren kişi!

Markel : Yuri Zhivago ve Tonya’nın eski uşağı, Yuri Zhivago son karısının babası…

Amacı : Devrimden sonra bir şey oldum havalarına giren,işe yaramaz proleter modeli! 

gibi…

Devrimi anlatan romanda aslında bu ihtilal kurgusuna sığmayan bir karakter daha var;

Yuri Zhivago’nun Lara’sı,

Yuri Zhivago ne kadar yaşadığı herşeyi bir kavramsal anlam içinde düşünmek zorundaysa,Lara o kadar doğallıkla kabul eder.Yuri Zhivago yaşadığı ve gördüğü her şeyi kendi düşünce evreninin kalıpları içine sokmaya çalışmaktadır.Bu zaman zaman olayların gerçek manasına nüfuz etmesini de engellemektedir oysa Lara hayatı olduğu gibi kabul etmeyi,ona tabi olmayı,olayların şekillerini değiştirmeye uğraşmadan,oldukları gibi anlamayı becerebilen bir insandır.Aralarındaki aşkın ikisine yansıması da böyledir.Yuri Zhivago bu aşkı düşünürken zaman zaman sinir buhranları,karmaşalar,isyanlar içinde bulurken kendini Lara tam tersine yeri geldiğinde bu aşktan vazgeçmeyi bile kabullenebilir,hem de en sakin haliyle,bu aşkın adeta bir leyla ile mecnun, Ferhat ile şirin misali "aşk masalı" olarak anlatılması da kitabın temelindeki politik kaygının tamamen dışında kalmaktadır.bu aşk kitapta bana Pasternak'ın bir propaganda (ya da anti-propaganda) makinesi değil de insan olduğunu gösteren tek göstergedir.Entellektüel Pasternak bu ilişkiden ve Yuri Zhivago’nun Lara'ya karşı hislerinden bahsederken herhangi bir erkeğe dönüşür ve hayallerinin kadınını,aşkını,ilişkisini anlatmaya başlar…

Zamanın su gibi aktığı,mekanların,kostümlerin,sahnelerin on numara olduğu,senaryonun kendini aştığı sinema tarihinin en kült filmlerinden biri.Film gösterime girdiği yılda en iyi film müziği Oscar ödülünü almıştı.Çekim yılının çok çok ötesinde…

Görsel olarak bir şölen izliyorsunuz.Özellikle mevsim geçişlerindeki muhteşem doğa resimleri,karlı ve buzlu sahnelerdeki usta çekim teknikleri ve bu sahnelerdeki muhteşem oyunculuklar filmi çok çok üste taşıyor ki herşeyin manuel olduğunu unutmayalım…

Bazı ilginç ayrıntılar vereyim;

Filmin başında Omar Sharif'in oynadığı karakterin 8 yaşındaki halini oynayan çocuk için siz de benim gibi "amma iyi bulmuşlar,hakikaten benziyo adama,hatta sanki gerçekten adamın küçüklüğünü çekmişler." diye düşünürseniz şaşırmayın,çünkü o çocuğu oynayan kişi Omar Sharif'în oğlu Tarek Sharif imiş…

Ayrıca Yuri Zhivago rolü başta Ayhan Işık'a teklif edilmiştir.Ayhan Işık ise bu rolü reddetmiştir ki tahminim rolü reddetmemesinin nedeni dil bilmemesi olabilir.

Aslında film şunu soruyor bize;

Toplum mu önce gelir Birey mi?

İdealizim mi önce gelir Pragmatizm mi?

Teori mi önce gelir Gerçekler mi?…