Dream Theater

Bayan Arıza tarafından 8 - Ekim - 2010 tarihinde yazıldı.

Melih Sancar'dan Dream Theater

Dun aksam bir yandan Rock Republic festivali kapsaminda Doro ve In Flames Sariyer'de caliyorken Parkorman'da Dream Theater sahne aldi. Iste konserden bazi notlar;

– Disarida yaklasik olarak 1.5 saat yilan gibi kivrila kivrila ilerleyen bir kuyruktan sonra 20.45 gibi iceriye girebildim. Ve hemen Petrucci'nin calacagi yere mumkun olabildigince yakin bir yere konuslandim 🙂

– Hic ihtimal vermezken grup 21.15 gibi neredeyse hic gecikme olmadan sahneye cikti. Cikar cikmaz As I Am'i caliyorlardi.

– Baslarda hic hiz kesmeden Fortune in Lies, Panic Attack gibi tempolu sarkilar ile devam ettiler.

– John Petrucci, konser boyunca gitar ile yapilabilecek her turlu saklabanligi yapti diyebilirim. Fretboard'u ustten tutup calmaktan tutun da Myung'un basina sulanmaya kadar 🙂 Bir ara Jordan Rudess'in piyanosu esliginde kisa bir solo atti.

– John Myung her zamanki gibi "Gozlerimi kaparim, vazifemi yaparim" seklinde takiliyordu. Adamin konser boyunca Bass'in fretbourd'u disinda bir yere baktigini gormedim desem yalan olmaz herhalde…

– Mike Portnoy muhtesemdi. Tam anlamiyla costu ve costurdu. Zaman zaman davulu ayakta caliyordu. Bagetleri ile surekli olarak bizleri gaza getirdi. Hatta bazen bir eliyle sarkiyi calmaya devam ederken, diger eliyle bagetini havada sallayarak bizleri bir maestro gibi yonetiyordu. Rock tarihinde seyirci ile bu kadar etkilesime giren kac tane davulcu vardir bilemiyorum. Adam her haliyle bir gun once izledigimiz Dave Lombardo'nun tam tersiydi.

– Jordan Rudes konsere yeni oyuncaklari ile gelmisti. Ozellikle Sacrified Sons'da bol bol kullandi. Bir ara cesitli klasik eserlerden derleme yaptigi (hatta arada "Daha dun Annemizin…" sarkisini da caldi) bir piyano solosu yapti.

– James LaBrie bence bircok konserde oldugundan daha hareketli ve coskuluydu. Bircok konserde oldugu gibi sarkilarin vokal partisyonlarinin disinda hep kulise gitti. Konser sonunda "gelecek sefer geldigimizde gorusuruz" diyerek tum milleti gaza getirdi.

– Hatirladigim kadariyla As I Am, Fortune In Lies, Panic Attack, Endless Sacrifice, Learning to Live, Sacrified Sons, The Root of All Evil (Bu
sarkinin bir bolumu This Dying Soul'a mi benziyor?), In the name of God, Just Let me Breathe, The Spirit Carries On, Solitary Shell'i caldilar.

Bir kere bis yaptilar ve o zaman da Metropolis Pt. 1'i caldilar.

– Konserin ortasinda bir 15 dakikalik mola verdiler.

– Zaman zaman sololari Petrucci ve Rudes'in ayni anda simultane calmasi tam bir virtuozite gosterisiydi.

– Endless Sacrifice'in sonunda Portnoy sarkiyi saglam bir soloyla bitirdi.

– John Petrucci, hemen her sarkida gitarini degistirdi. Solitary Shell'i ise cift fretboard'lu bir 12 telli ile caldi.

– Izleyici kitlesi cok farkli yas gruplarindan olusuyordu. Grup genel olarak gosterilen ilgiden fazlasiyla memnun gorunuyordu.

– Portnoy, konser boyunca saga solu tukurup durdu. John Petrucci'nin neden Mesa Boogie'lerinin ustunu seffaf bir pleksiglas ile orttugu boylece daha net anlasildi 🙂

– Grup yeni albumden Sacrified Sons'u kesinlikle orijinalden daha iyi caldiler. Bir an once o sarkinin konser versiyonunu edinmek lazim.

– Ses duzeni kesinlikle kusursuzdu. Hemen hemen her notayi duydum diyebilirim.

Benden bu kadar. Unuttugum, akladigim ya da yanlis yazdigim birseyler varsa konsere katilan arkadaslar beni duzeltebilirlerse sevinirim.

Melih Sancar