“The Queen’s Gambit, Walter Tevis’in 1983 tarihli aynı adlı romanına dayanan bir Amerikan dramatik televizyon mini dizisidir. Scott Frank ve Allan Scott tarafından oluşturuldu ve 23 Ekim 2020’de Netflix’te yayınlandı”.
diyor google.
Efenim bu 7 bölümlük diziyi izlemesine izledim ama çok da beni saran bir konu değil. Fakat farklı tabii. Bir kere satranç camiasında diyelim bir kadının varolmasını anlatıyor. Hayat hikayesi de çok hüzünlü. Esas kızımız Beth Harmon’ı Anya-Taylor Joy adında bir aktris canlandırıyor. O donukluk, tuhaf bakışlar ve soğuk duruş hepsini ziyadesiyle vermiş. Spoiler vermeden söylemek gerekirse, kızın annesi ölüyor. Babası yok. Yetimhanede büyüyor. Büyürken insan ilişkilerinde iyi olmasa da, derslerinde çok başarılı. Özellikle Matematikte bir deha.
Derken okulun hademesinden satrancı öğreniyor. Aslında hademenin oyunlarını gizlice izliyor ve zihninde canlandırıyor. Sürekli oyun oynuyorlar.
Zaten kafası farklı işliyor. 9 yaşında bu işi çözmüş oluyor.
Bir karı-koca, Beth’i evlat ediniyor. Bu ailenin erkek olan versiyonu diyelim karısını terk edince onu evlat edinen kadın ile Beth birlikte kalmış oluyor. Annelik görevini fazlasıyla yapıyor ve Beth’i destekliyor.
Beth bu arada satranç dünyasına iyice adım atıyor. Bununla ilgili yazılmış kitapları okuyor. Yarışmalara katılıyor. Girdiği her turnuvayı da kazanıyor ama bu camiada tüm oyuncular erkek. 1960’lı yılları anlatıyor. O dönem her şey daha farklı tabii her anlamda.
Bu arada alkole de fena bağlanmış durumda. İçindeki o boşluğu da alkol ile dolduruyor.
Game of Thrones’dan tanıdığımız Thomas Brodie-Sangster de çok başarılı bir oyuncu olan Benny Watts’ı canlandırıyor. Harry Beltik’i Harry Melling canlandırıyor.
Farklı bir dizi. Özellikle satranç oynayanların izlemesi gerekir diye düşünüyorum. Bendeniz Tavla, Scrabble ve Monopoly’den öteye gidemediğimden taktik anlamında anlayamadığım yerler de oldu.