Cem Kurtuluş’tan Film Kritiği: Now is Good

Bayan Arıza tarafından 4 - Ekim - 2013 tarihinde yazıldı.

“Hayatlarımız an serilerinden oluşur, bırakın aksın, bırakın aksın”

An’lar yerine yeniden getirebilmesi zor olan şeylerdir. Yaşarsın, biter, hatırlanır, tekrar yaşamak istersin, uğraşırsın, didinirsin ama o an’ları özlemekle geçirirsin zamanını. Yitirilecek hiçbir an bir daha gelmez, sadece biraz daha erteler ve sonra biraz daha yitirirsin hem kendini hem de özlediğin o anları.

Jenny Downham’ın “Ben Ölmeden Önce” romanından Ol Parker tarafından uyarlanan “Now Is Good” (Aşk, Şimdi ) lösemi hastası Tessa’nın  yaşantısına doğru bizi uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Ol Parker yönetmenliğindeki filmde lösemi hastası kızın ölümü kabullenmesi ile ilgili süreç anlatılıyor. Diğer hastalıklı dram filmlerine göre başka bir havada geçen film ölümü kabullenen Tessa Scott karakteri üzerinden ilerliyor.

Hastalığını bilen, ölümü kabul eden Tessa karakteri film boyunca izleyiciye buruk sahneler yaşatıyor. Senaryoda Tessa karakterine odaklı bir film var. Oyunculuğun dibine vurmasa da diğer oyunculara göre Dakato Fanning ismiyle tanıdığımız Tessa karakteri ön planda. Tessa, öleceğini bilmesine rağmen son günlerini eğlenerek geçirmek isteyen biri. Sonrasında ölmeden önce yapmak istediklerini hazırladığı bir liste görüyoruz.

Hikâye, Tessa’nın Adam ile tanışmasıyla belirginleşiyor, ikisi arasında duygusal bir bağ gerçekleşiyor. Genç kızın hastalığının son dönemleri Adam’a aşık olması  “ kendisini aşk iyileştirilebilir mi” sorusunu izleyiciye yöneltiyor.  Adam ile tanışmadan önceki süreç ile babasıyla radyo programına çıktıkları süreç çok farklı. Filmin başlarında tecrübesi olmamasına rağmen tanıştığı kişinin kendisiyle ilişkiye girmek istemesi, tessa’nın buna hazır olmaması ve sonrasında kendisiyle sevişmek istediği kişinin hastalığını öğrenmesi Tessa’ya travma yaşattırıyor.

Bu bölümden sonra radyo programına çıkıp içini döktüğü radyo sunucusunun Tessa’ya fazla izin vermediği konuşma Tessa’nın hastalığına dair birçok ipucu veriyor film hakkında. Filmde aile işlevi fazla gözükmüyor, ama baba koruyucu bir görev üstleniyor, daima kızının yanında. Otoriter, ama Tessa karakteri kendisini ölüme kabul ettirdiği için babasını ve annesini umursamayan bir karakter olarak karşımızda.

Adam ile yaşadığı şeylere karşı çıkan otoriter babanın devamlı kamera karşısında olması bir yana, filmde ara sıra gördüğümüz  kızını umursamayan annenin dönüşü anlamlı. Ama Tessa karakteri sadece kendi yaşayacaklarını düşünüyor, Adam ile olduğu bazı zamanlar ölümü unutturuyor kendisine. Aşk bir nevi burada ölümü unutturma çabası olarak karşımıza çıkıyor.

Yaşayacağı kısıtlı zamanı umursamayarak , Adam’ı kaybetmeyeceğini bilerek Tessa kelimenin tam  anlamıyla ikinci  bahar yaşayarak  sonrasında kabullendiği ölümü bekliyor.

Özetlemek gerekirse kurgu olarak eksikliklerin göze çarptığı, Dakato Fanning’in oyunculuğuyla şaha kalkan, sountrack’in iyi seçildiği filmde  dram unsurunun çok ağır  bastığını söyleyemem ama izlenmeyecek filmler kategorisinde yer almayacağını söyleyebilirim. Filmin gösterime girdiği ilk zamanlarda gitmek istediğim filmlerden biri olmasına rağmen “iyi ki gitmedim” dediğim filmlerden biri oldu “Now is Good”.