TiananMenian “aman beya! bende kendim yazıp kendim okuyorum işte”

Bayan Arıza tarafından 11 - Mart - 2011 tarihinde yazıldı.

Üstat dedi ki: "15 yaşımda kendimi öğrenmeye verdim."

– "30 yaşımda, istencime sahip olabildim."

– "40 yaşımda, kuşkulardan uzaklaştım."

– "50 yaşımda, 'göğün buyruğu'nu öğrendim."

– "60 yaşımda, seziş yoluyla her şeyi kavradım."

– "70 yaşımda, doğru olan şeylere zarar vermeden yüreğimin isteklerini yerine getirebildim."

konfüçyus

keşke her şey filozofların düşündüğü gibi olabilseydi. sonuç var ancak
yol yok. felsefe düşünceden çoğunlukla da fantazi tarzı düşünceden
ibarettir. eğer öyle olmasaydı insanoğlu mutluluğunu ve gerçeğini
gerçekleştirme bahtına sahip olabilirdi. üzerinde uzlaşılamamış büyük
laflar yumağı. ben çare bulamadım en azından, bulan kimseyede
rastlamadım. ha, ferrarisini satan bilge var bulduğunu iddia eden de,
aynı sorun onda da mevcut. mesleğimi değiştirdim, ülkemi değiştirdim,
karımı ve evimi değiştirdim, arabamı sattım, bilge oldum birkaç yıl
sonra. kelebekler özgürce uçuyorlar etrafımda zevkle seyrediyorum,
zihni kontrol altında tutup endişelerden arındım, iyi de nasıl? cevap
yok çıkarım tonla. elbette samimi değil ve türetilmiş. batı
kapitalizmi ürününü pazarlıyor ve öne çıkarıyor ve kaldırıp atana
kadar okuyoruz biz bu adamları. hata elbette, ama birinden kaçıyorsun
diğerine çarpıyorsun. tuna kiremitçi iclal aydınla ne güzel ikimizinde
gamzeleri var demeden önce de hiçbir şey söylemedi hala aynı
teranelerle gençliğin kafasını sulandırıyor ama buna edebiyat deyip
doğan yayınlarının satış rakamlarını palazlandırıyoruz. bu ülkede ki
edebiyatla ilgili tek adam ister sevin ister sevmeyin, ister okuyun
ister tarzından nefret edin nobel edebiyat ödüllü konuşma özürlü orhan
pamuktur. hiç değilse kelimelerle derdi var adamın. geri kalanı da
dostlar alışverişte görsün havasında. doğan hızlan a onur ödülü
verildi tüyap ta, bir rivayete göre bir süre önce vefat eden erdal öz
kendisi hakkında "edebiyatın cumhurbaşkanı" gibi bir kelam savurmuş.
körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar, öyle edebiyata böylesi
cumhurbaşkanı yakışır. papyon takan bir adamın bırakın bu coğrafya da
edebiyatla uğraşmasını, kars ilinde yoldan karşıdan karşıya bile
geçmesi bile başlı başına bir olayken, batı eğitimi ve kültürü almış
bu ucubeler tarafından edebiyatın şekillendirilmesi, insanı ülkesi ve
dilinin geleceği açısından üzüyor birader. nihat genç e bu konuda
sonuna kadar destek çıkıyorum. edebiyat bu şebeklerin elinde pislenmiş
ve yapay, donuk, kısır hallere bürünmüştür. bedri baykam ın yeni yetme
yıllarında kirlettiği ve ne ayaksa yıllardır sakladığı mendili ne
denli sanatsa, bunların yazdıkları, çizdikleri, öpüp sevip
kolladıkları da o kadar edebiyattır. aman beya! bende kendim yazıp
kendim okuyorum işte, it ürüyor kervan yürüyor son tahlilde…