‘Tek kıstasım Cave ailesiydi’

Bayan Arıza tarafından 8 - Eylül - 2016 tarihinde yazıldı.

Nick Cave’in yeni albümü ‘Skeleton Tree’nin kayıt sürecine odaklanırken Cave ailesinin oğullarının ölümünün yarattığı yıkımı da gösteren benzersiz belgesel ‘One More Time With Feeling’i yönetmeni Andrew Dominik’le konuştuk

NİL KURAL
 
Türkiye’de yarın Atlas Sineması’nda yapılacak İKSV Galaları kapsamındaki tek gösterimle izleyiciyle buluşacak ‘OneMore Time With Feeling’, 73. Venedik Film Festivali’nin en özel ve etkileyici filmlerinden. Film, geçen yıl oğlu Arthur’u trajik bir kazada kaybeden Nick Cave’in yeni albümü ‘Skeleton Tree’yi kaydetme sürecinin yanı sıra Nick Cave, eşi Susie ile oğlu Earl’ün yaşadığı travmayı duygu sömürüsüne kaçmadan anlatabilen, yas ve kayıpla ilgili başlı başına bir eser. Film, ‘Kasap’, ‘Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı’ ve ‘Kibarca Öldürmek’ filmlerinin ünlü Yeni Zelandalı yönetmeni Andrew Dominik’in imzasını taşıyor. Filmi, Venedik’te Dominik ile konuştuk. 
 
Neden filmi 3D ve siyah beyaz çektiniz?
Çünkü hikaye örgüsü olmayacağı belliydi ve 3D bir filmi izlerken bir hikaye örgüsü takip etme beklentim olmaz.  Bir deneyim yaşarım. Aynı zamanda 3D dandik de gözükebilir, bu yüzden siyah beyazı tercih ettim. İzleyici hikaye örgüsü beklentisi olmadan kapılıp gitsin istedim. 3D gelişiyor ve size yeni bir şey izlemek için bir bakış açısı sunabiliyor. Film sinemasal bir deneyim olarak planlandı ve sadece bir gün gösterimde kalacak. Bir tür belge değeri olduğunu düşünüyorum.
 
SANAT DENEYİMİN KÜLLERİDİR
 
Filminiz acıların yaratıcılığı tetiklediği mitini desteklemiyor. 
Hem evet hem hayır. Bence sanat hissetmekle değil, hissetmemekle ilgili. Sanat deneyimin külleridir. Bu küller sonuçta iyiyse, duyguları karşı tarafa geçirir. Nick(Cave) için bu acı, sanatsal anlamda yıkıcı oldu. Susie (Cave) için farklı. Nick bir darbe yedi. Genellikle Nick darbe yediğinde gider şarkı yazar ve albüm çıkarır. Onu bir hikayeye dönüştürür ve meseleyi bir şekilde ehlileştirir. Bu durumda da stüdyoya girip aynı şeyi yapabileceğini düşündü. Ama olmadı. Albümü tam bitirmediler. Bence bu iyi bir seçimdi. Bence Nick bu fikre alışmaya başlıyor, her şeyi en mükemmel haline getirmeme fikrine. 
 
Filmin bir yerinde NickCave, rahat olmadığını belirtiyor ve siz de aynı hisleri paylaştığınızı söylüyorsunuz. 
Çünkü Arthur öldü. Benim korkum filmin bazı yönlerden istismara kaymasıydı. Arthur çok şey vadeden bir çocuktu ve bu film bunu daha da belirgin kılıyor. Susie filmi Arthur’un bıraktığı bir iz olarak görüyor. Ancak Nick’in asıl korkusu filmin Arthur’u küçültmesiydi. Filmde Arthur’u görmüyoruz. Bu bilinçli bir seçimdi. Bir sınır belirlemek önemliydi ama o sınır neydi bilmiyorduk. Hislerimizle hareket etmeye ve erdemli davranmaya çalıştık. Bunu yapmanın tek yolu ise bu kaybın yarattığı karmaşayı göstermek gibi geldi. 
 
One More With Feeling, Nick Cave

 
NickCave sizce bu filmi niye istedi, bir tür terapi etkisi olacağını mı düşündü?
Bence onun için terapi etkisi yok. Sürekli travmayı kurmacaya çeviren birisi ve çoğu sanatçı bunu yapar. Ama bu olmadı. İşte mesele bu: İşe yarayan hiçbir şey yok bu durumda. İnsanların yas süreçlerini izlerseniz hep bu konuda bir şeyler yapmaya çalıştıklarını görürsünüz. Oysa çaresizsinizdir. 
 
Filmdeki NickCave’in üst seslerini nasıl kaydettiniz?
Filmin ilk 20 dakikasını şubat ayında çektik ve ben kurgulayıp Nick’egösterdim. Sonra üst sesler içinNick’e görevler verdim. Onun konuşmalarının fazla cilalı olmamasını istiyordum. Dolayısıyla telefonuyla kayıtlar yaptı. Albümün girmeyen şarkı sözlerini okudu; rüyaları veya benim belirlediğim bir konu hakkında konuştu. Aynı gün içinde kaydedip gönderdi. Filmin 20 dakikasını gördükten sonra arada hiçbir şey izlemedi. Bir daha izlediğinde film bitmişti.
 
NickCave izlediğinde filme ne tepki verdi?
Karmaşıktı. 20 dakikalık ilk kısmını beğenmişti. Kendini konuşurken görmeyi sevmiyor. Bu yüzden Susie’nin de orada olmasına karar verdik. Susie NickCave’le ilgili konularda daha adil bir barometre. Nick’in narsistik kalesinin ötesine bakmasını sağlayabiliyor. Sonuçta Susie kendi kısımlarını beğenmedi, Nick kendi kısımları beğenmedi. Ama birbirlerinin kısımlarını beğendiler. Sonra BadSeeds’denWarrenEllis’i  çağırdılar ve o beğendi. Warren karar verdi filmin kaderine. 
 
NickCave ve Susie Cave beğenmeseler ne olacaktı?
Son söz onlarındı. Bu, NickCave’in filmi. Bunu kendim için değil, arkadaşım için çektim. Genellikle filmlerimde benim duygularım tek kıstastır. Burada ise hiç önemi yoktu duygularımın. Cave’ler tek kıstastı. Onlara acı veren bir şey çekip ısrar edip, iğrenç bir insan gibi davranacak halim yoktu. Baştan karar vermiştik, görüş ayrılığı olursa Nick kazanır.  Sonunda hiçbir şeyi çıkarmadılar. 
 
Bu film bir yaratıcı olarak sizi nasıl etkiledi?
Arthur öldüğünde Nick için çok endişelendim, onu çok merak ettim. Çocuklarını kaybeden çiftlerin ayrıldığını da gördüm ama Nick kendisini ayakta tutmayı bildi. Hatırlıyorum eskiden bir gün, Arthur ve Earl’ün bir ödev yazmaları gerekiyordu. Bilgisayar oyunu oynamak ve itişip kakışmak isteyen bu çocukları nasıl sabırla ödevin başına oturttuğuna şahit olmuştum. Çok etkilenmiştim çünkü kendi oğluma böyle bir sabır gösteremezdim. Nick, tam bir aile adamı dolayısıyla yaşadığı yıkımın boyutlarını tahmin edebiliyordum. Aynı zamanda da yardımcı olmak istiyordum. Bana teklif ettiğinde hemen kabul ettim. Onunla çalışmak ayrıca harikadır. Bir fikri siz söylerken anlayıp sözünüzü tamamlar, böylesine akıllıdır. 
 
Filmde Arthur’un hayatını kaybettiği günlere dair bir konuşma yok.
Evet, Nick’le onları konuştuk ama kamera kayıt yapmıyorken. Zaten filmde de o konuya hiç girmek istemediğini söylüyor. Arthur’un ölümüyle ilgili süreçle dolaylı olarak ilgilenen sahneleri dahil ettim. 
 
EARL’ÜN KURBAN KONUMUNDA OLMASINI İSTEMEDİM
 
Filmin stüdyoda geçen kısımlarını nasıl çekeceğinize siz mi karar verdiniz, Cave de sürece dahil miydi?
Benim kararımdı. Nickgörsel düşünen birisi değil. Şarkı sözlerinde görsel bir dünya olsa da bu kelimeler ve şiirsellikle sağlanıyor. Resim çizer, albüm kapaklarını tasarlar ama sinemayla ilgili biri değil. Senaryo yazar ama setlere gitmemiştir, sevmez bunu. Kim seti sever ki eğer yönetmen değilseniz.
 
Nick Cave

 
‘OneMore Time With Feeling’deneden çekim sürecini ve kamera arkasını gösteriyorsunuz?
Dürüst olma çabasıyla ilgili. Onlar bize alışana kadar kamera herkes için bir sorundu. Kameranın dördüncü duvarı aşması gerekiyordu. Orada olduğumuzu izleyiciye de göstermek zorundaydık. Çekilirken de kamerayla dolaşan 7 kişi vardı, orada yokmuşuz gibi davranmalarını bekleyemezdik. Bu gerçek olmazdı. 
 
Earl’ün filmde olması sizin için neden önemliydi?
Earl’ü merak ediyordum ve onun fikri önemliydi. Earl’ün sadece orada olmasını değil, benimle filmi çekmesini istedim. O yüzden ona fotoğraf makinesini verdim. Filmde kurban konumunda değil, yaratıcı konumlarından birinde olması istedim. 

 

Kaynak: Milliyet Sanat