JAMES “Britanya’dan Çıkan En iyi Şey”
Britanya’nın en karizmatik, en sıcak ve en samimi grubundan bahsetmek çok zor olsa gerek. Söylenecek fazla söz var ama her söz ince elenip sık dokulmalı. Zira bu özel şahsiyetlerden bahsederken kelimeler kifayetsiz kalabilir.
Değerli arızalar, başlıkta da okuduğunuz üzere James denince ilk akla gelen “Britanya” dır. Şahsi fikrim, bu adamların bu kadar güzel müzik yapmalarının altında yatan en önemli sebebin Ada’da yaşıyor olmalarıdır. Zaten İngilizler’in bildiğimiz mizacı bu. The Who’da olsa, Radiohead’te olsa veya Portishead’de olsa Ada mefhumunu bir şekilde hissediyorsunuz.
Girizgahı fazla uzatmadan konumuz James’e geçelim. Bu adamlarla tanışmam 1991 yılında ‘zaten sınırlı olan TV. programlarınının birinde’ “Born of Frustration” in videosunu izlemekle başladı. Videodan çok etkilenmiş ve şaşırmıştım. Zira, o dönemlerde rock grubu anlayışım maksimum 5 kişi ile sınırlıydı. Ancak bu adamlar adeta küçük bir ordu gibiydi. Videodaki herifler dağlarda-ovalarda dolaşıyor, acayip samimi görünüyorlardı. Onlardaki farklı hava hemen seziliyordu. “Bu adamlar gerçekten çok özeldi.” İzledigim ve vuruldugum bu video sonradan öğrendiğim kadarı ile “Born of Frustration”, Seven albümünün ikinci 45’liğiydi. Seven’dan çıkan ilk single ise “Sound” adını taşıyordu.
70’lerin sonunda punk ve new wave akımı patlamıştı. Genç James üyelerinin buna kayıtsız kalması olanaksızdı. Bu akım ile bünyelerindeki potansiyel müzik aşkı ortaya çıktı ve nihayetinde James, 1982’de İngiltere Manchester’da kuruldu. Patti Smith (özellikle ‘Horses’), Joy Division ve The Fall gibi müzisyenlerden etkilendiler. Kurulduktan bir sene sonra Kasım 1983’te “Jimone” adındaki debut single’ları Factory Records’tan çıktı. Ufak çapta da olsa “James” ismi duyulmaya başlandı. Bir sonraki sene İrlanda’da The Smiths ile beraber ilk turnelerine çıktılar. İlk kadroda Tim Booth (vokal), Jim Glennie (bass), Gavan Whelan (davul, piyano, vokal) ve Paul Gilbertson gibi ustalar yer alıyordu.
1986 yazında Stutter çıktı. 1988’deki Strip-Mine’ın çıkışı biraz askıya alınmıştı. 1989 yılında konser albümü “One Man Clapping” çıktı. Ancak finansal sorunlar yüzünden bu albümü çıkarabilmek için bankadan borç aldılar. Bir sene sonra 1990’da “Gold Mother” ile sıkı bir dönüş yaptılar. “Come Home” ve “How is it For You” gibi hitlerle uzun süre Modern Rock camiasını meşgul ettiler.
1991 yılında çıkan “Seven” a kadar birçok çalışmaya imza attılar, indie barlarında çaldılar, birçok grupla sahne aldılar ama “Seven” onlar için dönüm noktası oldu ve artık indie dünyasında “tanınanlar” kervanına katıldılar.
90’ların başında Stone Roses, Charlatans, Happy Mondays gibi gruplar gözdeydi. James, onlarla bir kefeye konulmak istemiyor ve Manchester hareketinden olmadıklarını iddia ediyordu. Bana kalırsa iddialarında haksız değillerdi.
1992 sonbaharında Neil Young ile turneye çıktılar. Tam bu dönemlerde Brian Eno ile işbirliği başladı.
(İlerde çıkacak olan “Millionaries” albümünün prodüktörü Brian Eno olacaktı.)
Eleman sayısı fazla olduğu için gruba giren çıkan da çok oldu. Kronoloiik olarak grup elemanlara göz atacak olursak;
Şu an ki kadro ile (gerçi Tim Booth ayrıldı ancak Tim Booth yazısı değil bu. O yüzden James’in son kadrosundan bahsetmekte fayda var)
Tim Booth kurulduğundan beri vokallerde yer aldı, David Baynton davul&perküsyonda, Jim Glennie bas gitar ve geri vokalde, Saul Davies gitar ve geri vokalde, Mark Hunter klavyede, Adrian Oxxal gitarda ve Michael Kulas geri vokal, gitar ve perküsyonda yer alıyorlar.
Eleman değişikliğinden bahsetmiştik. Bir dönem James’te yer alanlar arasında Larry Gott (gitar, klayve, flüt, geri vokal), Andy Diagram (trampet, geri vokal), Gavan Whelan (davul, piyano, vokal), Paul Gilbertson (gitar)’ı sayabiliriz.
Efsanevi albüm Seven’ın, grubun resmi sitesinde albüm tarihinin 1992 olduğu belirtiliyor. Ancak Cd’ye bakıldığında 1991 tarihi göze çarpıyor. Kaldı ki ilk single’ın 1991’de çıktığı düşünülürse single çıkışı 91, resmi çıkış ise 92 diyebiliriz. Bu albümde Tim Booth yine vokalde, Andy Diagram trampet ve geri vokallerde, David Baynton Power davul ve perküsyonda, James Glennie bas gitarda, Saul Davies gitar, perküsyonda, Mark Hunter klavyede ve James Gott’ta gitarlarda yer almış.
İlk çıkan single’lar Born of Frustration ve Sound dışında diğer çarpıcı parçalar, yine albümle aynı adı taşıyan Seven, Ring the bells ve Mother’ı sayabilirim.
Seven’dan sonra en sevdiğim James albümü olan “Laid” 1993 yılında piyasaya çıktı. Bu albümde, kötü şarkı bir yana defolu şarkı bile yok. Muhteşem lirikler, muhteşem melodiler. Şu kesin ki bu adamlar inanılmaz güzel söz yazıyorlar. Kimi gruplar salt müzikal teknikleriyle ön plana çıkarlar. Bazı grupları dinlersiniz ve melodi size muhteşem gelir. Ancak liriklere baktığınız zaman hayal kırıklığı yaşarsınız. Çünkü çok sıradandır. James’in her iki tarafı da iyi kotardığı bir gerçek.
“Laid” te toplam 13 şarkı mevcut. Seçim yapmak gerçekten zor. Albüm “Out to Get You” ile başlıyor. Daha ne oldum demeden en sevdiğim James parçası “Sometimes” sizi kucaklıyor. Dream Thrum, One of the Three, Say Something, Five-O, P.S. derken albüm sizi sarıp sarmalıyor. Böylesi samimi bir müzikle ilk kez karşılaşıyorsunuz belki de…Fire yok bu albümde hiç. James gerçekten çok samimi, zaten mühim olan da bu. Aslında tüm olay samimiyet. İstersen en pahalı prodüksyonu yap, istersen işinin ehli bilmem kaç tane müzisyeni bul getir, götür stüdyoya…Ruh yoksa olmaz! Eğreti durur, bilirsiniz. James, Radiohead, Suede veya Pulp gibi gruplar ruhun derinlikliklerine hitap ediyor, bizi darmaduman ediyor. Belki de bu adamların en büyük meziyetleri ‘müzikten önce’ samimiyetleri.
Konu fazla dağılmadan James’e dönelim. 1993’te Laid’in çıkışı ile James, Britanya’nın en ünlü indie guplarından biri haline geldi. 1994’te Wah Wah piyasaya çıktı. Wah Wah güzel bir albümdü elbette ama Laid’in etkisi öyle güçlüydü ki James severler o sıcaklığı bulmaya çalıştılar.
1997’te Whiplash çıktı ki özlenene biraz daha yaklaşıldı sanki. Albümün açılış şarkısı “Tomorrow” bir nevi milli marş gibi sardı bizi. She’s a Star, Waltzing Along albümdeki diğer iyi parçalardandır.
1998’de bence bugüne dek yapılmış en güzel “Best of“ albümü çıkar. Albümde tam 18 tane James şarkısı vardır. Come Home’dan, Sometimes’a, Say Something’ten, Seven’a, Born of Frustration’dan, Laid’e…Daha önce James’le tanışma fırsatı yakalayamamış olanlar için biçilmiş kaftandır bu albüm.
1999’da Millionaires çıkar. Bu albüm, pek beklenen&özlenen bir albüm değildir ne yazık ki…James fanları hayal kırıklığına uğrar. Bir parça elektronika girmiştir işin içine. Hani öyle pek ahım şahım arıza şarkılar da yoktur. Bana kalırsa albümde Just Like Fred Astaire, Hello, We’re Going To Miss You iyi şarkılar. Yukarıda da söylediğim gibi bu albümün prodüksiyonunu ise Brian Eno yapmıştır.
25 Haziran 2001 yılında “Getting Away With it (All Messed Up) single’ı, ardından da 2 Temmuz’da grubun 11. stüdyo albümü “Pleased to Meet You” ‘nun çıkışı ile James fanlarının yüzü güler. Bu albüm, grubun –ne yazık ki- Tim Booth’lu son albümüdür. Bir önceki albüm “Millionaries” e göre daha iyi şarkıları barındırır bünyesinde. “Space” ile başlayan albüm “Falling Down” ile devam eder. Albümdeki ilk arızalar, çıkan ilk single ‘radyolarda sıkça duyduğunuz’ Getting Away With it, Pleased to Meet You, Senorita, Alaskan Pipeline sayılabilir.
Bu albüm, Tim Booth’un son olarak içinde yer aldığı James albümü olur. Böylece 20 yıllık beraberlik bozulmuştur. James fanları büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar. Çoğumuz Tim Booth’suz bir James düşünememekteyiz. 20 yıl gibi uzun bir zamana sığdırılmış 11 albüm var. Bunlarla yetinmek zorundayız belki de. Ancak Tim Booth vakt-i zamanında iletişim kurduğu Angelo Badalementi adındaki müzisyen dostu ile beraber “Booth and the Bad Angel” projesi ile yine gündemde. Angelo Badalementi, Blue Velvet, Twin Peaks gibi filmlerin müziklerine imza atmış bir şahsiyettir.
James, son konserlerini de Aralık ayında İngiltere’nin değişik bölgelerinde (Brighton, Leeds, Newcastle, Birmingham, Manchester, Glasgow, London) verdi.
Tim Booth’un ayrılması ile büyük bir üzüntü yaşayan müzik dünyası bakalım kendini nasıl toparlayacak?
Biz James fanlarına düşen, eldeki albümlerle yetinmek değil. Tim Booth’un gruba geri dönmesi, muhtesem albümlerle bizi mutlu kilmasi için dua etmek.
Bana İngiliz müziğini sevdiren bu adamların önünde saygıyla eğiliyorum.
ALBÜMLERİ KRONOLOJİK SIRA İLE
Pleased To Meet You (2001)
Millionaires (1999)
James: The Best Of… (1998)
Whiplash (1997)
Wah Wah (1994)
Laid (1993)
Seven (1992)
Gold Mother/James (1990)
One Man Clapping (1989)
Strip-mine (1988)
Stutter (1986)
JAMES, hangi grupların şarkılarını cover'ladı?
Morrissey – "We Hate it When Our Friends Become Successful"
Leonard Cohen – "So Long Marianne"
Velvet Underground – "Sunday Morning"
David Bowie – "China Girl"
JAMES şarkıları hangi gruplar tarafından cover'landı?
The Smiths – "What's the World"
Unrest – "Folklore"
Voice of the Beehive – "Sit Down"
Carter the Unstoppable Sex Machine – "Sit Down"
Kulas – "Laid" (live, NXNE Müzik Festivali, Haziran 1997)
Better Than Ezra – "Laid" (1999 turnelerinde)
JAMES ismi nereden geliyor?
Orange Juice’in gitaristi James Kirk’i çok sevdikleri için gruba “JAMES” ismini vermişler.
Neden SEVEN?
Grup elemanlarının sayısı 7 olduğu için çıkış albümlerine “SEVEN” ismini uygun görmüşler.
JAMES elemanlarının doğum tarihleri:
Tim Booth 4 Şubat 1960
David Baynton Power 29 Ocak 1961
Jim Glennie 10 Ekim 1963
Saul Davies 28 Haziran 1965
Mark Hunter 5 Kasım 1968
Adrian Oxxal bilinmiyor
Michael Kulas Nisan 1969
Yasemin KANAT (Nisan 2002)
Bu makale, Lull dergisinin Haziran sayısında, Garaj.Org başta olmak üzere birçok müzik sitesinde yayınlanmıştır.