Charles Bukowski “Bir tek ben miyim böyle yaşayan?”

Bayan Arıza tarafından 11 - Şubat - 2011 tarihinde yazıldı.

Charles Bukowski “Bir tek ben miyim böyle yaşayan?”

1.Cilt : ateşin içinden ne denli iyi yürüdüğündür mesele…

Okurken altını çizdiklerim:

güneşte ve yağmurda
gece ve gündüz

çiçektir acı
çiçeklerdir acılar

sürekli açan.
(bahçem)

./.
çocuklar maket savaş uçakları yapmıyorlar artık,
hayali pirinç tarlalarında dövüşmüyorlar,
savaşın yararsız, yerleri süpürmek ya da çöp toplamak
kadar sıradan bir iş olduğunu biliyorlar,
kovboy filmine gitmeyi ya da alış veriş
merkezlerine takılmayı ya da hayvanat bahçesine
veya futbol maçına gitmeyi yeğliyorlar,
kolej, otomobil, kadın, ev ve barbekü hayalleri kurmaya
başlamışlar bile, bir başka düşün tuzağına
yakalanmışlar, onları savaş kadar
çabuk öldürmeyecek bir düşün, en azından
bedensel olarak.
(Armentieres’li Matmazel)

./.
herkesin çözülmeye başladığı
gün gelir çatar sonunda,
ve işte:
bir odada boş küllükler sadece,
ya da tarağa takılmış bir tutam saç
erimekte olan ay ışığında.

Külden,
Kuru yapraklardan
Ve okyanus gemisi misali geçip giden
Elemden
Başka bir şey değil
Her şey.
(insanlar)

./.
ve ne tuvalet vardı odada,
ne lavabo,
ne de pencere,
intihar ve ölüm kokusu sinmişti odaya
(oda kiralayan güzel kız)

./.
ben 23 yaşındaydım,
ondan üç tabure uzağa oturmuş
hüzün
yakıyordum.

Körpe ve değerli
Istırabıyla
Başımı ellerimin arasına
Almıştım.
(çok erken)

./.
dünya bir anlam ifade etmiyordu
benim için.

Savaş ilgimi çekmiyordu.
Hiçbir şeyim yoktu, hiçbir şey
İstemiyordum.
Bir şişe viskim vardı, onu
Fırtlıyor, sigara sarıyor
Ve bekliyordum
Kütüphanedeki kitapların yarısını
Okuyup tükürmüştüm
(Pershing Meydanı, Los Angeles, 1939)

./.
tahammül edemediğim bir şey varsa
o da
övgüydü.
(1940 yılından bir sahne)

./.
soluk yazılarıyla o güzelim eski vagonları
ve o sarnıçlı şişko vagonları
öyle sıra sıra dizilmiş beklerken görünce
bir sessizlik çöker içime, başka erkeklerin başka şeylerde buldukları bir şey
bulurum onlarda,
kendimi daha iyi hissederim
ve fırsat doğduğunda
güzeldir kendini iyi hissetmek
nedensiz.
(demiryolları)

./.
ne kadar kolay yitiyor her şey.
Hiçbir şeye sonsuza dek sahip olamıyorsunuz.
(beyaz köpek)

./.
“hiçbir şey yemiyorum” dedi
ona ve fahişeye birer bira
ısmarladım.
Karşımda et yemeyen, sebze
Yemeyen biri var, diye
Geçirdim içimden,
Bir tür aziz.
İçerisi kiliseyi andırıyordu
Çünkü sadece
Gerçekten yitikler bir Salı sabahının
Sekizinde barda oturur.
(mavi boncuklar ve kemikler)

./.
şairler beni sıkar, boktur hepsi,
salyangoz, ucuz bir rüzgara
kapılmış toz parçacıkları.

piyanistin teki Grieg’in artık kabak tadı veren
eserini çalıyordu. Hiçbir şey değişmiyordu. Hiçbir şey
asla değişmiyordu.
Hiçbir şey.
(bir tartışma daha)

./.
ağır bir geceye doğru ilerleyen ağır bir gün.
Ne yaparsan yap.
Her şey olduğu gibi kalıyor.
(saati kur)

./.
beyinle ruhu ayıran alan
birçok farklı biçimde
deneyimden etkilenir-
kimi beynini yitirip
ruha dönüşür:
deli.
Kimi ruhunu yitirip
Beyne dönüşür:
Entelektüel.
Kimi ikisini de yitirir ve
Kabul görür.
(yaşam dansı)

./.
kabız yazarlardan geçilmiyor
dünya.
Ve taze boka doymayan
İnsanlardan.
Kasvet verici.
(profesyoneller)

./.
Los Angeles’taki gazeteci çocukların çoğu
Sakal bırakmaya
Çalışıyor.
Bu da onların kötü şairlere
Benzemelerine neden
Oluyor.
(bir şubat öğle sonrası)

./.
uçurumun kenarında olduğumuza şüphe yok.
(ölüm sirki)

./.
ve mükemmeliyete
inanmıyorum, bağırsakları
açık tutmaya inanırım,
bu yüzden çok boktan yazdığımı
söyleyen eleştirmenlere katılıyorum.
(kodeste bir adama Noel şiiri)

./.
yabancı birader veya
bacı,
ve ikimiz de biliyoruz
asıl trajedinin ölüm
olmadığını.
Sen yalnızsın
Ben de yalnızım ve
İyi ki bir araya gelip
Acınası kederlerimizi
Kıyaslamıyoruz.
(hep yek?)

./.
hepimiz
gerektiğinde
bir üst dişliye geçebilsek.
Geçemiyoruz ama.

Bruckner dinliyorum
Ve adamın ölü kemiklerini
Özlüyorum,
Bir de kendi canlı
Ruhumu.

Hepimizin iyi yaptığımız
Bir şeye ihtiyacı var,
Biliyor musunuz.
Tüple dalmak
Ya da sabah postasına
Bakmak gibi.
(Bruckner)

./.
herkes bekliyor
her şey bekliyor.

Bir tek
Ben miyim
Böyle
Yaşayan?
(muhtemelen öyle)

./.
ne kadar yaratıcı ve çetin ceviz çocuklarız hepimiz,
neden izin veriyorlar
ölmemize?
(75 milyon dolar)

./.
bir beysbol maçı
aşk
veya
polis
dizisi arayışıyla
televizyonlarımızı açıyoruz

ama
ses
aslında istediğimiz

zihnimizi
dağıtacak
küçük bir şey

kimse
sonlarla
ilgilenmiyor

sonu biliyoruz

kimimiz
zayıf düşer

kimimiz
İsa’nın
Köpeği
Olur.

Kimimiz olmaz.
(şimdi bu kentte-)